BAHTIŞEN
READING AGE 16+
Hep düşledim durdum. Anam babam sağ olaydı, el bebek, gül bebek büyüyeydim, bu kadar gamı kederi görmeyeydim ahvalim nasıl olurdu diye. Mehmet'im karşıma çıkar mıydı, pamuğum göğsüme konar mıydı, Hatice'm dünyaya gelir miydi? Dönüp dolaşıp gene aynı neticeye varıyodum kızım. Tam 19 sene eza çektim amma otuz sene de gönlüm şen alemler içinde tepindi. O otuz sene bir gün bile yüzümün düşmesine mehil vermedi Mehmet. Mutluluksa mutluluk, neşeyse neşe. Varlık da çektik, yeri geldi dara da düştük amma umudumuzu heç düşürmedik. Şimdi biri çıkıp dese ki Mehmet ile bir gün daha yaşayacan, inan o 19 seneyi çekmeye gönüllü olurdum. Anama babama her vakıt yandım elbet. Keşke dursalardı, keşke başımda olsalardı, torunlarını görselerdi, o ayrı bir vehim amma bi yandan da bene anasızlığımı, babasızlığımı unutturan, tek bedende her bi şeyim olan adam var, bilmem anlatabildim mi?
Hani dedim ya sene, Mehmet ile bir gün hastane odasında doyasıya ağladık diye. İşte o gün ağlamaktan yorgun düştük iki sevdalı. Kolunu kaldıracak canı yoktu amma, kaldırdı sağ elini tek tek sildi gözümün yaşını. Öyle zayıflamış, öyle yıpranmıştı ki, sanki ben ona dokunsam ufalanıp gidecekmiş gibiydi. Elini yüzümde hissedende anladım ki bu son dokunmasıydı bene. O hissi aklımın, gönlümün her yerine yazdım. Sonra eza çeken sesiyle usul usul konuştu. "Ay yüzlüm, güzel vicdanlı hatunum benim. İkimiz de halimin akıbetini biliyoruz. Sen dile getirmek istemezsin bilirim ama rabbimin hikmetinden sual olunmaz. Bize biçtiği ömür bu kadarmış demek. Yaşım 54 ama ben sadece bu ömrün 30 senesini yaşamış sayıyorum sayende. Yuvamı şenlendirdin gül yüzlüm, ben razıyım senden. Allah da gani gani razı olsun hatunum. Dilerim sen de benden razı ol. Dur hele sözümü kesme, bitmedi diyeceklerim. Senden son bir rızam daha var. Bu gün burada akıbetime ağladın bitti. Benim ardımdan da her zaman durduğun gibi dik dur. Çocuklar daha yolun başında, daima bir yol gösterene ihtiyaç duyacaklar. Sakın otuz senedir ilmek ilmek işlediğin yuvanın dağılmasına müsaade etme. Bunca sene hiç gönül koymadım sana ama bu kez koyarım. Dik, dirayetli, metanetli dur. Dur ki ecel gelene kadar yaşamak zorunda, hayata devam etmek zorunda olduklarını bilsinler. Direk yıkılırsa, çatı dayanmaz. Bizim evin direği sensin ay yüzlüm. Allah bizi ruhi mahşerde buluşturacak bilirim. Sonsuz bir birlik bizi bekler orada, bu ayrılık elbet geçici. Bunu bil, buna inan e mi..."
Dedi diyeceğini, sonra da soluğunu yormuş olacak ki, usulca uzandı yatağına. Eli elimden heç düşmedi onu uyutana kadar. Yavaş yavaş yumuşaklığı, sıcaklığı kayboldu tenimden. Ama bu yüreğime sor, aklıma her düşende sankim kolları bedenimi sarmış gibi olurum, öyle hissederim onu. Sözünü heç yere düşürmedim. Hatice'm kollarımda ağladı baba diye, Yusuf'um dizlerimde. Ben sadece saçlarını okşayıverdim, müsaade ettim acılarını yaşamalarına, mehil verdim benim yerime de yaşasınlar diye. Dediği gibi her geçen gün yaşamak dedikleri boyun borcu tuttu pençeleriyle bizi. Karnımız da acıktı, yüzümüz de güldü, hayal de kurduk. Giden gitti amma kalan, onun anılarını yaşatmak için yaşamak zorundaydı anlayacağın.
Bak senin de gördüğün gibi, yaşadığımız hayat bize ne güzellikler getiriverdi. Sen geldin hanemizin gönlünde baş köşeye kuruldun, Yusuf'uma yar, Hatice'me yaren oldun. Benim gelinim değil, has kızım oldun gül yüzlüm. Rabbim sene de ben gibi doğurmadan analığı murad etti bin şükür. Keşke Esme'm, Yaşar oğlum duraydı da yavrum öksüz kalmayaydı amma rabbimin bildiği varımış meğer. Esmem şehit sayılır, yarine de şefaatçi olur. Sen evladına analık edersin, oğlanım babalık, sizin de şefaatçiniz oluverir. Yaşamak ölüme alışma zanaatidir kızım. Ölümü unutmadan alışanlar rabbin hayırlı kullarıdır. Seni, sizi hanemin karşısına çıkaran yaradana şükürler olsun.
Ben bilirim ki Mehmet'im de görüyo bütün olup biteni, eminim ki yüzü gülüyo, kavuşanda konuşacak çok konumuz birikti diye helecanlanıyo. Ben şimdi bunları sene diyende bile yüzünün girdiği halı düşleyebiliyom. Gözümü ne zaman kapatsam onu görüyom ben, rüyama giriveriyo her uykuya dalanda, söz verdiği gibi hep yanımda benim erim. Düşler kurup ona anlatıyom, Hatice'min yüzünü güldüren meğer Salih'imiz olacakmış Mehmet diyom ona. Seni zate anlata anlata bitiremiyom. Dualarımızın karşılığı diyom senin için. Eyi ki yolun bucağıma düşmüş kızım, eyi ki rabbim yolunu değiştirmiş. Eyi ki hanemize doğmuş, gülüşümüze can olmuşsun. Rabbim ömür boyu şen etsin hanenizi. Sizler gibi has evlatlar yetiştirin memlekete. Siz eyi oldukça Mehmet'im yattığı yerde dinlenecek, benim gözüm ardımda kalmayacak. Var olun yavrularım...
Unfold
Bir zamandan sonra insan ister istemez kendi hayat gailesine kapılıp gidiyor ve geçmez denilen zaman bir şekilde geçiyor. Mütevazı bir bina olan Sönmez Apartmanında da haliyle yerinde saymadı. Binanın en üst katının sakini olarak, indiğim her katta, dışarı taşan hane halklarının neşeli sesini duymak, bu hanenin bir ferdi olduğum için her gün ……
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Waiting for the first comment……