Taş Yığını
Share:

Taş Yığını

READING AGE 18+

Lacrimale Romance

0 read

Cesur, bu evliliğin gerçek olduğunu her fırsatta Seha'ya hatırlatmış, aralarında ne olması gerekiyorsa olacağına dair açık imalarda bulunmuştu. Bir an önce de onunla gerçek manada karı koca olabilmek için çabalayacaktı. Bu bir gereklilik olmanın yanında, aynı zamanda ona karşı hissettiği nefsi arzunun merakını da gidermenin amacındaydı. Bu sebeple Seha'nın odaya girdiğinden beri gözlerinin bir kez bile değmediği çıplak üst bedenini kızın iyice dibine sokup bir süre yüzüne bakması için bekledi. Seha direnince de boşta kalan elini tutup çıplak göğsüne koydu. Kollarını da beline dolayınca nasıl titrediğini anlamış bulundu. Yüzlerinin mesafesi birbirine çok yakındı. Seha soludukça ılık nefesi göğsüne vuruyor ve iradesini daha da zorluyordu. Yanağını kızın şakağına dayadıktan sonra sesini bulup konuştu genç adam.
- Seha bana izin ver. Bu geceyi bizim için unutulmaz bir gece yapmak istiyorum. Lütfen izin ver.
- Korkuy...korkuyom.
- Biliyorum boncuk. Korktuğunu görüyorum. Ama sana söz veriyorum korkuların geçecek. Birbirimize alışmamız, birbirimize karışmamız gerek.
Başını sallayan genç kız artık ona onay vermiş ve Cesur sözünü tutarcasına ürkütmeden sevmeye başlamıştı. Evvela göğsüne bir şelale gibi inen saçlarını bir omzunda toplayarak başladı. Sonra da kulak hizasından aşağı doğru usul usul öperek ilerledi. Şah damarındaki devinimden boncuğunun nasıl heyecanlandığını anlayabiliyordu. Elleri usul usul pijamasının eteklerine gitti. Yavaşça başından sıyırdığında ise bembeyaz tenine dağılan saçlar derin bir iç çekmesine sebep oldu. "Çok güzelsin" dedi. "benim güzelim." Seha az evvel soğuk dediği odaya nankörlük eder gibi boncuk boncuk terliyordu. Tenine bir ışıltı gibi yayılan bu damlacıklar Cesur'un hazzını giderek körüklüyor, hem bir an önce Seha'ya karışmak isterken; hem de onu ürkütmemek için uğraştığı yavaşlıkla adeta kendine işkence çektiriyordu. Ayakta daha fazla duramayacağını anladığı kızı aniden kucakladığında tiz bir çığlık doldurdu odalarını. Seha'nın dudağına örtünmek için kıyılarında dolaşan kendi dudakları bu sesle hınzırca kıvrıldı. "Sakin ol, sadece yatağımıza götüreceğim seni. Sevmeye orda devam edeceğim. Sabaha kadar durmadan yorulmadan seveceğim bu bedeni. Tenin çok lezzetli Seha. Doymam mümkün değil." Cesur sadece elleriyle değil, sözleriyle de yangınlara sürüklüyordu Seha'yı. Hem Züleyha demişti ya; "ilk günden kendini kasma adamına bırak her bişeyi. O ne edeceğini, yolunu yordamını bilir. Sen bi kere tecrübe edince zaten kocanı hep ayartmak isteyecen. Her hareketinden önce gözünün içine bakmak isteyecek. Sakın ola aklın çıkıyomuş gibi ürkerek bakma bacım. Adamı da telaşa sürüklersin ilk geceden." Dediği gibi yeni her ne yapacaksa evvela gözünün içine bakıp izin alıyordu. Ve yine gözlerine bakarak alt pijamasını çıkarmaya başladı. Cesur, İstanbul'da sayısız güzel kadın görmüştü. Nefsine kurban olan bir adam değildi hiçbir zaman ama Seha'nın herkesten gizleyip de şimdi ona sunduğu bu eşsiz güzellik elini ayağına dolaştıracak cinstendi. Hele bel çukurunda sanki milimetrik bir hiza ile yerleşmiş olan üç küçük ben, onun için bir tapınak mimberi sayılabilirdi. "Seha, sen nesin böyle. Nasıl güzel bir şeysin. Aklımı kaçırtacak kadar güzel her yanın."
Göbek dediğininetrafında dolanan dili, kasık çizgisine doğru ilerleyince Seha'nın bacaklarını sıkıp kısık bir şekilde inlediğini fark etti. Yüzüne yerleşen tebessüm; onun da en az kendisi kadar etkilendiğinin verdiği hazdandı. Üzerlerinde, birbirlerini hissetmelerine engel olacak ne kadar parça varsa hepsi yerde bir yığın oluşturmuştu şimdi. Cesur, küçük karısının üzerine ağırlığını vermeden Seha'nın açıkta kalan her yerinde dudaklarını gezdiriyordu. Elleri ise boş durmuyor ve bütün her zerresinden parmakları nasibini alıyordu. Usul usul kasıklarına inen parmakları karşılaştığı engeli yumuşakça açtı. "Kasma kendini. Sana söz veriyorum her şey çok güzel olacak." Seha, Cesur'un ağzından çıkanı harfiyen yerine getirmeye adamıştı kendini. Bu sebeple bacaklarını araladı ve Cesur'un onu göklere çıkaracağı anı yaşamaya bıraktı kendini. Züleyha az bile söylemişti. Bu yaşadığı kolayca tarif edilecek hiçbir hisse benzemiyordu. "Kendini bana bırak güzelim, rahatla." Cesur'a kalsa, onun da ağzını açacak dermanı kalmamıştı ama toy karısına bu geceyi oldukça rahat geçirmesi için yardımcı olmalıydı. Karısının nihayet hazır olduğunu anladığında ise kasıklarının arasındaki yerini aldı. "Hazırsın. Ama yine de çok az canın yanabilir. Sana söz veriyorum, o acıyı çabucak silmek için elimden geleni yapacağım. Senden tek istediğim kendini kasmaman. " Cesur bu sözleri efsunlu sesiyle kulağına fısıldıyor ve zaten hazırda uçup gitmek üzere olan aklını daha da güç tutulur hale getiriyordu. Cesur'u dinledi ve kendini olabildiğince rahat bıraktı. Kendini yavaş yavaş kaygan açıklıktan ileri itmeye başlayan Cesur, engelle karşılaştığında duraksadı. Bunu ne kadar uzatırsa, küçük karısının canının o kadar fazla yanacağını biliyordu.

Unfold

Tags: darkfamilyfatedforcedfriends to loversarranged marriagepowerfulheir/heiressdramatragedybxglightheartedseriouskickingloserpacksmall townmusclebear
Latest Updated
Özel Bölüm( Tatlı )

"Kaçışı olmayan ve kurtuluşu bulunmayan süreçtir o. Başa gelecek, bir kez ve tek başına… belki çok uzak, belki çok yakın. Ne vefasız geçmiş yetişir imdada; ne gelecekten umut kalır. İlahi adalet ölümle başlar ve ölümde eşitlenir herkes. Fakir mi zengin mi; sultan ya kul mu; kadın ya erkek mi; yaşlı mı genç mi?!. Unutmayalım, bütün çeşmele……

Comment

    Navigate with selected cookies

    Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.

    If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.