İŞGAL EDİLEN KALPLER
READING AGE 16+
👉🏻Tamamlanmış hikayedir.
🥰🥰🥰
Hastane kapısına doğru giderken çantama bakınıyordum. Tam kulaklık takıp şarkı dinleyerek yürüme günü diye içimden geçiriyordum ki omuzum yerinden söküldü. Evet evet bildiğiniz söküldü. Çarpmanın etkisiyle çantam elimden düşmüş, içindekiler yere saçılmıştı.
“ Arkadaşım, dağ başımı burası yürümeyi de mi öğrenemediniz?” diye çıkışıp yere eğildim. Dökülen eşyalarımı toparlarken bana çarpan kişi de yere eğilmiş yardım etmeye çalışıyordu.
“ Pardon, çok özür dilerim. Kafam çok dalgın sizi görmedim.” Deyince ona baktım. Şu an klasik romantizm sahnelerini yaşadığıma inanabiliyor muyuz peki? Ne kadar şaşkın da olsam lafımı sokmazsam kendimi eksik hissederdim çünkü.
“ Oooo röntgen bey! Hâlbuki siz içimizi bile bir bakışta görüyordunuz. Şimdi beni nasıl göremediniz. Çok şaşırdım doğrusu! İyi misiniz tansiyonunuz falan mı düştü yoksa?” Sesimi duyduğu an oda bana bakmıştı.
Kafasını birden kaldırdığı için oluşan yakınlık hiç beklemediğim bir şeydi. Ancak kendimi geri çekmedim. Bu adam bu kadar yakışıklı mıydı? Beyaz teni bebeksi duruyordu. Cildi bakımlı ve sağlıklı duruyordu. Yanakları, dudakları, gözleri, dudakları, kaşları, dudakları, sakalları, dudakları… Dudakları o kadar güzeldi ki ruj reklamlarında oynasa yok satardı. Kalem ile çizilmiş gibi güzel bir çerçevesi vardı. Dolgun ve etli görünüşü beni mıknatıs gibi kendine çekiyordu. Yasak bakışlarım beni utandırmasın diye dikkatimi başka yöne verdim.
Ona karşı içimde nedensizce büyük bir öfke vardı. Ama anlam veremediğim bir şekilde gözlerine bakakalmıştım. Yutkunma isteğimi güçlükle bastırdım. Gözlerimi tekrar yere dökülen eşyalarıma çevirdim.
“Hah! Yine mi siz? O gün bir sinirle esip yağdınız gürlediniz. O anlık sinirle yaptınız sandım ama şu an görüyorum ki genel mizacınız sinirli. O günde cevap verememiştim çünkü beklemeden gittiniz. Sizden bahsettiğimi sandınız ancak sandığınızın aksine başka birinden bahsediyordum. Manken gibi olup olmadığınıza da bakmamıştım açıkçası. Kaç gündür …”
Konuşmaya devam ederken bir yandan da eşyaları topluyorduk. Tam o esnada ikimizin eli de kulaklığıma gitti. Ben kulaklığın kabını avucumda tutuyordum, oda benim elimi tutuyordu üstten. Konuştuğu cümleyi yarıda bıraktı.
Bakışları tüm yüzümü turladı. Gözlerinden anlam çıkaramıyordum. Normalde insanları hemen çözen yapım bu adamda tıkanmış, hata vermişti resmen! O bana baktıkça yanaklarımdan vuran ateş kızardığımı hissettiriyordu. Tanrım ben neden utanıyordum ki şimdi! . Bakışlarımız birbiriyle buluştu.
Elleri sıcacıktı. Bu kış mevsiminde nasıl bu kadar sıcak olabilirdi.
Çocukken dışarıda soğuktan sonra eve gelince sobanın dibine çökerdik. O sıcaklık yüzümüzü yakarken vücudumuzu rahatlatır gevşetirdi. Niye çocukluğumdan özlediğim o his şu an benimle? Üstelik bu doktor sayesinde? Hayır, yakışıklı olabilir amenna ona bir şey dediğimiz yok. Aslında ahım şahım bir şey yok ama bütün parçalar bir araya toplandığında altın orana sahip bir yüz ortaya çıkıyordu. Her mimiğinde değişen yüz kasları onu şekilden şekle sokuyordu. Mesela dişlerini sıktığında değişen kaslarından dolayı yüzü çok sert görünüyordu. Ellerimiz birbirine değdiğinde ise şaşkın ifadesi çok tatlı görünmüştü.
Bakışları dalgınlaşıp yutkunduğu anda gözlerim âdemelmasını buldu. Bu ne keskinlik yiğidim. Hoayyy Maşallah diyesi geliyor insanın. Her zaman karakaş kara göz esmer heriflere maşallah derken şimdi bu sarışın, yeşil gözlü adam gözüme nasıl yakışıklı görünebilirdi? Bir kere ben renkli gözlere bakamazdım bile ama şimdi o yeşiller beni daha derinlere çekmek isteyen bir bataklık gibi içine çekiyordu. Oha ben ne ara geldim buralara!
Boğazımı temizleyip elimi çektim usulca elinin altından. . İkimizde eğildiğimiz yerden kalktık. Zaten her şey toplanmıştı. Saçlarımı havalı bir şekilde arkaya savurdum. Elimdeki sıcaklık gitmiş, üşümeye başlamıştı. Bu duygudan derhal kurtulmak için çantamın kulpunu sıkıca kavradım ve başladım yine iğnelemeye.
“ Kaç gündür söylediklerime cevap veremediğiniz için sinirlendiniz anladım. Keşke bu kadar büyütmeseydiniz içinizde. Sekreterinizde numaram vardı. Ondan alıp bana ulaşabilirdiniz. Her neyse sonuçlarım 3 gün sonra çıkacakmış, o gün geldiğinde görüşmek üzere.” Yüzüne bakınca gitmek istemediğimi fark ettim bir an. Ancak daha fazla beklemeyip arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
“ Sizinle tokalaşıp ayrılmak mümkün değil galiba. Her seferinde lafınızı söyleyip arkanıza bakmadan gidiyorsunuz Aslı Hanım!” diye seslenince attığım adım havada kaldı. Başımı çevirip ona baktım “ Aslıhan!” dedim.
Anlamadığını ifade eden bakışlar attığında “Sadece bana yakın olanlar Aslı der siz de yakın olmadığınıza göre Aslıhan demeniz gerekiyor bay röntgen!” Diyerek yoluma döndüm.
“ Bu arada haklıymışsınız!” diye arkamdan bağırdı.
“ Genelde haklıyımdır zaten de, siz bunu ne için söylediniz merak ettim doğrusu!”
Yüzünde ukala bir sırıtış oluştu. Hiç acele etmeden “ Manken gibi olduğunuz konusunda diyorum, doğruymuş!”
Unfold
Aslı'nın anlatımıyla
Son sözlerimle abim, boynu bükük bir şekilde çıkıp gitmişti dükkandan. Sibel,, üzgün gözlerle bana bakıyor, Koray ise bana sımsıkı sarılmış, sakinleşmemi sağlıyordu.
İçim boşalmıştı. Sanırım bu yük artık omuzlarımdan kalkmıştı. Evet başka bir kardeşim daha yoktu. O sahip ol……
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Waiting for the first comment……