Mervesli
ABOUT ME
ABOUT ME
STORY BY Mervesli
Kurşuna gebe
Reads
zifiri karanlıkta tim komutanıyla birlikte zorlu bir gece operasyon sırasında rasladım bir çift mavi göze yaralı yüzü neredeyse tanınmaz haldeydi aslında hayatımızı bu mavi gözlü adama borçluyduk tim için kendini siper etmiş bizi büyük bir patlmadan kurtarmıştı bizi kurtarmıştı lakin kendi için aynı şeyi söylemek zordu helikopterle hastaneye ulaştığımızda durumu oldukça ağır olan şanlı üsteğmen Akyüz apoletinde okuduğum soyisim akyüzdü ismini henüz bilmesemde kendimle birlikte 7 askerin hayatını kurtaran bu subayı sen tekrar ailesine bu şanlı orduya bağışla rabbim diye dua ettim ameliyat haneden girerken onu kanlı canlı bir kez görmeyi diledim kim bilir belkide yaşayacak günü görecek güzel günleri vardır...
Updated at
Balıkçı Güzelimm
Reads
Komedi ve aşkın birleşimi olan hikayem Karadeniz'de geçmektedir. Yer yer hüzünleneceğiniz yer yer kahkahaya boğulacağınız hikayeme hepiniz hoş geldiniz. O halde karakterlerimizi kısaca tanıyalım:Leva Kazdal: Esas kız olup, deli dolu hayata hep pozitif bakan, espirili, okuyup kendini geliştirmiş ama özünden, ailesinden asla vazgeçmemiş genç bir gemi mühendisi.İdris Polat Kandemir: Hırslı, bağımsız, rekabetçi, aynı zamanda büyük bir çapkın olan Polat Kandemir, işinde başarılı ve holding sahibi bir gemi mühendisi.Orhan Kazdal: İyiliği ve mertliğiyle kasabada nam salmış, kıskanç ve bekar bir baba.Mehmet Kandemir: Tam bir Karadeniz erkeği olan Mehmet Kandemir, zamanında yoklukla sınanarak büyük bir şirket kurmuş ve oğluna devretmiştir. İşlerden elini çeksede bir kulağı hep holdingdedir.Hatice Kandemir: Çılgın bir Karadeniz kadını olan Hatice Kandemir, tam bir oğlan aşığı kaynana modelidir. Fakat yeri geldiğinde tırnaklarını oğlu dahil herkese göstermekten çekinmez.Ayşe Kandemir: Mehmet Kandemir’in kardeşi, mazlum, sessiz, iyiliksever bir kadındır.Emine Hatun Kazdal: Leva'nın babaannesi olup, o da çılgın bir Karadeniz ninesidir. Yaşını asla kabul etmeyen tonton Emine Hatun, hikayemizde oldukça komik olayların yaşanmasına neden olacaktır.
Updated at
Kaybolan Sevda
Reads
Aslında dövüş yeteneklerimi günlük hayatta pek kullanmayı düşünmezdim; hem insanları korkutmamak hem de şiddete başvurmanın hiçbir zaman çözüm olmayacağını düşünürdüm, ta ki en yakın arkadaşım, can dostum Esra'nın sokak magandaları tarafından tacize uğradığını görene kadar. İnsan başına gelmeyince sosyal konuşmak kolay geliyordu. Esra benim aynı zamanda hiç olmayan kardeşim gibiydi. Kan bağı önemlidir ama can bağı olan bir insanı bulduğunuzda, insan kaybetme korkusuyla katil bile olabilir. O gün Esra benim kulübe gelecek, oradan birlikte yemek yiyip biraz sohbet edecektik. *Esra, Mardin'e döneceği için son gününü benimle beraber geçirecek, sabah da ben onu havaalanına götürecektim. Esra, "Konya'da son günlerim" diyerek yürümek istemiş. Akşam henüz olmamasına rağmen 3 adet sokak magandası, Esra'yı tek görünce takip etmeye başlamış, benim kulübün yan sokağında sıkıştırmaya ve taciz etmeye karar vermişler. Allah'tan benim de işim bitmişti, öğrencilerim gitmişti. Kendime bir keyif kahvesi yapmış, sigaramı yakmış, arkadaşımı bekliyordum, ta ki kalbimi yerinden oynatan çığlığı duyana kadar. *Elimdeki kahve fincanını bile unutup düşürmüştüm. Hemen koşup çığlığın geldiği yöne doğru hızla koşmaya başladım. Seslere yaklaştıkça kalbim daha hızlı atıyordu. Neler döndüğünü anlamaya çalışıyordum. Yaklaştıkça tanıdık bir ses olduğunu anlamamı sağlamıştı. *Duyduğum o ses, can dostumun korku dolu sesiydi. "Bırakın beni, hiç mi vicdanınız yok, hiç mi Allah korkunuz yok, sizin ananız bacınız yok mu?" diye yalvarıyordu. O an içimde bir volkan patlamış, adeta kan beynime sıçramıştı. Bunu sadece arkadaşım için değil, başka bir kadına yapıyor olsalar yine yerimde durmazdım. *Duvarın hemen yanına geçtim, sokak lambası sokağa vurmuştu. Kafamı duvardan çıkarmadan sokağa baktım, 3 adet gölge saydım. Sakin ve zeki davranmam gerekiyordu. İçlerinden bir tanesi Esra'yı iyice sıkıştırmış, "Buradan kaçışın yok güzelim, bu sokaktan kimse geçmez. Burası Almancı tayfası, burada sana kimse yardım edemez. Bence zevk almaya bak, grupça takılırız güzelim," diyordu. Duyduklarımla sinir katsayım level atlıyordu, kafamın içinde bu üç adiye nasıl pozisyonlarda tekme atacağımı düşünüyordum. *Sessizce hemen arkalarına geçtim. Esra beni fark etti, elimle sus işareti yaptım. Üç gerizekalı henüz beni fark etmedi. O sırada Esra'ya odaklanmışlar; biri kızın göğsünü sıkıştırıyor, biri kalçasını, diğeri de soymaya çalışıyordu. Adi pusular! Esra beni görünce biraz rahatlasa da korkusu gözlerinden okunuyordu. Arkalarından sesimi duymalarını sağladım: "Gücünüz anca kadına yetiyor, sizi sokak fareleri! Çok yanlış kişiyi taciz etmeye çalıştınız. Az sonra hepinizin erkekliğine son vereceğim, sizi kanı bozuk erkek müsveddeleri!" dedim. Duydukları sesle Esra'yı bırakıp bana döndüler. *Biraz beni inceledikten sonra ele başı olduğunu tahmin ettiğim kişi öne çıkıp alay eder gibi bir kahkaha attı: "Ooo, bakın burada kim varmış, bir başka güzel hatun! Ulan, daha önce niye gelmedik biz bu mahalleye? Anasını satayım, burada fıstık kaynıyormuş da haberimiz yokmuş!" diye pis pis sırıttı pezevenk. "Dikkat et, o fıstık seni ezmesin, yerden bitme pezevenk!" diye küfür ettim. Hızla yanıma gelip kolumu kıvırmaya çalıştı ama ne yazık ki benim usta bir dövüşçü olduğumu henüz bilmiyordu. Öğretmekten zevk alacaktım, o kesin. Hızlı bir hamle ile elini tek hamlede bilek içine kıvırıp apış arasına sert bir tekme attım. Acı içinde önünü tutarken, 2 numaralı sapık üzerime doğru yürüdü. "Sen kendini boksör mü zannettin, orospu?" diyerek üzerime saldıracağı anda boşluğunu yakalayıp burnunun tam ortasına çekiç yumruğumu geçirdim. O da acıyan burnunu tutarken, 3 numaralı sapık bir an şaşırmıştı. * Esra'yı küçük bir çakıyla kendince rehin almıştı, salak! Sakın yaklaşma, yoksa arkadaşının boğazına küçük bir delik açarım, acımam, dedi. O sırada burnunu kırdığım öküz azıcık kendine gelmiş, tekrar saldırmak için hamle yaptı. Yumruğunu sıkmış, bana doğru koşuyordu. Boşluğunu yakalayıp, yumruk yaptığı elini hızla çevirip kolunu arkaya kıvırdım. Hiç vakit kaybetmeden dizinin arkasına sert bir tekme atıp önüme çökerttim. Hızla ensesine dirseğimi geçirdim, neredeyse bayılacaktı öküz ama dediğim gibi kuvvetliydi. Öküz hemen yine kalktı; o kendine gelmeden birkaç çekiç yumrukla bayıltması pek zor olmadı. *Ardından ele başı olan pislik, apış arasına tekme yediği için sinirle beni arkadan yakalayıp koluyla boğazımı sıkmaya çalıştı. Hızla karın boşluğuna dirseğimi geçirip, abi bir manevrayla kolundan kurtulup tekrar dizimle apış arasına sert tekmeyi yemesiyle bayılması bir oldu. O sırada Esra'yı aklınca rehin alan salak, korkuyla arkadaşlarına bakıyordu. "Ne oldu lan, altına mı işedin? Senin de haşat etmemi istemiyorsan, o elindeki oyuncağı hemen kuzumun boğazından çek, yoksa sonun bunlar kadar basit olmaz, komalık olursun." Korkudan bir an tereddüt etti ama erkekliğe bok sürmemek adına Esra'yı tutmaya ve bana tehdit savurmaya devam etti.
Updated at